22 Ağustos 2009 Cumartesi

TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ


Bu 2 takımımızın hatta bunlara ilerde Beşiktaş'ın da dahil olacağını düşünüyorum avrupa kupasında aldığı sonuçlar ve mantaliteleri bu yazıyı yazmaya sevk etti beni. Geçen sene ligde Fenerbahçe ve Galatasaray'ın dahil olmadığı şampiyonluk yarışında Beşiktaş'ın gerisinde kaldılar hatta son ana kadar şampiyonluğu kovaladılar ama erkenden oldum havasına girmeleri en büyük hataları oldu.

Ligdeki sıralamaya göre gidelim. İlk sivasspor ile başlayalım. Aslında sivasspor mütevazi bir anadolu takımı olarak başladığı yolda bana göre çok doğru hamleler yaptı son 2 senede. Son 2 senede ne kadar doğru yaptılarsa son 3 ayda o kadar yanlış yaptılar. Öncelikle çok konuşmanın fayda yerine zarar getirdiği noktada çok konuştular, devamlı basın sözcüsü olsun Bülent hoca olsun gerekli gereksiz konuştular. Takımın en önemli oyuncusu Bilica'yı Fenerbahçe'ye sattılar. Aslında bunu çok yanlış görümüyoum. Bilica'nın kendisi de gitmek istiyordu ama onun yerine çok kötü adamlarla doldurdular. Defans'ın göbeğinde Sedat ve Yasin oynuyor. Sedat, Bilica varken iyi oynuyordu. Bilica ayağına hakim olduğundan Sedat'a daha çok 2li mücadele ve topa müdahele etme olayı kalıyordu. Yasin ise daha önce bedavaya alınan servet gibi olacağını zannetti ama servet ümit milli takımlarda hep oynadı. Fener'de yaşadığı mental sıkıntıydı onu sivasta atlatıp öyle geldi tekrar. Yasin de ise aynı potansiyel yoktu ama bunu göremedi Bülent hoca. Yaptıkları transferler hep geçen sene son zamanlarda yaşanan kadro sıkıntısını örtmek üzereydi ama olmadı. Sıradan futbolcular aldılar başta Ersen Martin olmak üzere. Mehmet Yıldız'ın sakatlığı çok büyük handikaptır onu da es geçmemek lazım. Kuralar çekildiğinde Anderlecht geldiğinde resmen bayram ettiler kura hoşuna gidebilir ama bu kadar çok sevinmeleri acı mağlubiyet ile sonuçlandı. Asıl söylemek istediğim takım iskeletinin bozulması ve gereksiz beyanatlar sivasspor'un kötü günleri yaşamasına sebep olurken daha da kötü günler yaşayacağının işaretçisidir bana göre.

Trabzonspor'a gelecek olursak 1.5 sene önce Ersun Yenal'ı takım başına getirdiklerinde yeni bir sistem oluşturduklarını söylemişlerdi. Ersun hoca her zamanki gibi kaliteli gençleri bulup getirdi onları ucuz ama kaliteli topçularla birleştirince geleceğe daha iyi bakabildi. Yönetimde çok şampiyonluk düşünülmese de Fener ve cimbomun kötü performansları ile şampiyonluk lafları ağızdan dökülmeye başladı. İte kaka kötü oynayarak ama puanları cebine koyarak haftaları tükettiler. Sivasspor deplasmanında alınan 3-0lık mağlubiyet ile belki de bundan sonra meyvelerini yiyecekleri dönem öncesi Ersun Hoca'yı kovarak her şeyi sıfırladılar. Son haftalarda alınan sonuçlara, yeni sezondaki kötü sivasspor galibiyetine kandılar hep. Diyarbakır maçında çok büyük ihtar aldılar ama bunu önemsemediler ve küçümsedikleri Toulouse dan resmen tokat yediler. Kendileri ettiler, kendileri buldular demek en doğru laftır.

Sonuç olarak Fenerbahçe ile Galatasaray'ın ikisinin birden çok kötü olduğu sezona kanıp yaptıkları yanlış hamleler bataklıklara saplanmalarına neden oldu. Bataklığa yeni girdiler çırpındıkça daha da batacaklarını görecekler.

21 Ağustos 2009 Cuma

NTVSPOR FANTEZİ FUTBOL 3. HAFTA KADROSU



Bu haftaki kadromuz. Geçn hafta yaşadığımız sakatlıkları bu hafta yaşamamak dileğiyle.

Resime tıklayarak daha net görebilirsiniz.

20 Ağustos 2009 Perşembe

BOBO YERİNE SANOGO



St. Etienne Lyon'a sattığı golcüsü Gomis'in yerine Fil Dişili golcü Sanogo ile doldurdu. Sanogo geçen sene 2. dönem hoffenheim tarafından sakatlanan golcüsü İbiseviç'in yerini doldurmak için kiralanmıştı. Böyle bir forvet Sanogo. Gittiği hiç bir takımda dikiş tutamadı sanogo. Werder'e büyük umutlarla alınmıştı. Verim alamayınca hoffenheim'e kiraladılar. Hoffenheim'de de iyi performans gösteremedi. Etkisiz ve yeteneksiz olması daha da düşürüyor Sanogo'yu. Bakalım bir sonraki durağı neresi olacak.

Bobo sakatlanmasaydı ve Juan Figer çok fazla para istemeseydi sanogoyu almak zorunda kalmazlardı. Beşiktaş'da mutsuz olan Bobo'yu satıp 5.5 milyon Avroyu cebine indirecekti. Beşiktaş ve St. Etienne için iyi şans mı kötü şans mı ilerde göreceğiz.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

YENİ YAYIN İHALESİ



Federasyon'un Digitürk ile sözleşmesi bu sene sona eriyor ve önümüzdeki yaz tekrar ihaleye açılacak. Bir önceki ihaleye nazaran çok çekişmeli geçecek. Bir önceki ihalede bugünkü ihaleden farklı isimler yok. Süpriz Telekom, favori digitürk ve plase Aydın Doğan. Bu linkte eski ihale bilgilerini görebilirsiniz.

http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/278279.asp


Geçen ihale resmen patlamıştı. Aydın Doğan teklif vermeden çekilince Digitürk de muhammen bedel ile aldı. Bu sefer D-smart ile Aydın Doğan çok fazla rekabet getirecek bu sene. O kadar decoder sattılar. Teklif vermeme gibi durumları yok hatta ben almalarını bekliyorum.

Asıl önemli konu Federasyonun ihaleye tek paket halinde değil birkaç seçenekle çıkacak olması. Yani tüm hakları bir olarak değil ayrıca internet yayınlarını da satacaklar. Digitürk malum bu internet yayınlarını sadece yurt dışında satıyordu. Bu sefer yayını digitürk de alsa bu yayınları mutlaka yurt içinde de satacaktır. Fiyat ne olur bilmiyorum ama benim gibi tek maç parası verip istediği yerde maç izleme isteğinde olanlar için mükemmel olaydır. Bu sürede darbe yiyen klüpler ve federasyon yayın gelirlerini artıracaklar. Har vurup harman savurmaktan yeni sıyrılmaya başladıklarından gelir artışı ile çok daha iyi takımlar izleyeceğiz.

Kesin olarak söyleyebildiğimiz bu durum çok faydalı olacak Türk futboluna.

18 Ağustos 2009 Salı

ANKARAGÜCÜ İLE ANKARASPOR BİRLEŞİYOR



Uzun süredir konuşulan Ankaragücü ile Ankaraspor'un birleşmesi hemen hemen oldu gibi. Taraflar ciddi ciddi buluşup görüşmüşler. Gerçi buna birleşme değil zenginden alıp fakire verme diyebiliriz ama Robin Hood misali değil.

Ankaragücü ile ilgili yazı yazmıştım ve bu yazıda Ankaragücü'nün bu sene düşme ihtimalinin çok yüksek olduğunu dile getirmiştim. Bunu yönetim de anlamış olacak ki Melih Gökçek ile oturup konuşmuşlar. Fotoğraftakiler ortada malum Melih Gökçek, sağda geçen sene taraftardan yemediği küfür kalmayan Onursal(!) başkan Cemal Aydın ve sol tarafta şimdiki başkan Cengiz Topel.

Aslına bakarsak bu 2 klubün birleşmeleri imkansız çünkü Ankaragücü dernek, Ankaraspor ise şirket. Öyle bir şirket ki bağış adı altında toplanan haraçlar gelir olarak adlandırılıyor. Neyse 2 taraf da hukiki olarak birleşemeyeceklerini bildiklerinden var olan Ankaraspor'un maddi gücü ile Ankaragücü'nün taraftar gücünü birleştirip şampiyon olmak istiyorlar. Ankaraspor'un var olan kaynaklarını azaltıp yada gelirlerini Ankaragücü'ne aktarma yolu ile 100. yılını yaşayan Ankaragücü'nün güçlenmesi. Tabi Ankaraspor'dan Ankaragücü'ne futbolcu takviyesi de konuşulan konular arasında. Bu süreç Ankaraspor'un alt lige düşürülüp belki altyapı olarak Ankaragücü'ne hizmet vermesi olayına kadar gider.

Şu an da görünen o ki masada güçlü olan Melih Gökçek çünkü oğlunu başkan adayı olarak seçtirecek. Güçlü olmasa asla Ankaragücü gibi köklü bir klübün başkanlığını yedirmezler. Melih Gökçek'in basına yansıyan açıklamalarında stat projesi lafı var. Anlayamadığım nokta bu zamana kadar belediye imkanları ile Ankara sınırları içinde olduğu meçhul, şehir merkezinden uzak hatta yanından belediye otobüsü bile geçmeyen bir yere neden stat diktiniz. 19 Mayıs, Cebeci ve Yenikent stadı ankaranın bu 3 stadından birini yeniden yapsanız daha mantıklı olmazmı. Gerçi benim de aradığım mantık, samanlıkta iğne aramak gibi bişey. Melih Gökçek'in olduğu yerde mantık aramak en büyük mantıksızlık.

GÜREŞÇİ GÖRÜNÜMLÜ SPRİNTER



12. Dünya Atletizm Şampiyonası ilginç bir görüntüye sahne oldu. Bayanlar 100 metre elemelerinde Amerikan Samoası(ilk defa duydum böyle bir yer olduğunu) adına yarışan Svannah Sanoita güreş sporundan vazgeçip atletizme merak saran biri gibi yarıştı. Doğal olarak sonuncu oldu 14 saniye gibi de bir derece yaptı. Bu dereceyi ben yaparmıyım bilmiyorum:) Ablamızı takdir etmek istiyorum. İnşallah diğer yarışmalara da katılır da en azında derece ve vücut gelişimin gözlemleriz.

AKARYAKIT AÇILIMI


Benzin fiyatı 1 Kuruş, Motorin Fiyatı 2 Kuruş indirilmiş. Allah razı olsun ne diyelim.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

ALEX 1 AY YOK



Dünkü sivasspor maçında sakatlanan alex 1 ay boyunca sahalarcan uzak kalacakmış. Bakalım Alex'siz fenerbahçe nasıl bir oyun izletecek merak ediyorum.

Başka merak ettiğim konu ise hazırlık maçında bile anca 80. dakikada gençleri süren Daum, çift forvet olarak semihi sahaya sürme kabiliyetine sahip mi değil mi. Bakalım Daum önyargılarından kurtulmuş mu kurtulmamış mı?

HAKEM SERKAN ÇINAR



Dün oynanan lig maçlarının özetini izlerken kasımpaşa-ibb maçının hakemi takıldı gözüme. Maçın son dakikalarında kasımpaşanın kazandığı penaltıyı 3 kez tekrarlattırdı. Bunu yapan hakem sayısı çok az ülkemizde ama Serkan Çınar penaltı ihlalini çok güzel anlattı futbolcuya maç içinde. Kim içerdeyse tek tek saydı. Ekran başında özeti izlerken hakemin vücut dilini çok beğendim. Serkan Çınar'ın bu hafta alacağı puanı çok merak ediyorum ve gözlem listesine alıyorum kendisini. İnşallah penaltıda gösterdiği başarıyı tüm hakemliği boyunca gösterir. Yunus Yıldırım gibi hakemleri değil de Serkan Çınar gibi hakemleri görmek istiyoruz ligimizde.

17 AĞUSTOS 1999



Allah bir daha 17 Ağustos yaşatmasın bizlere ve tüm insanlığa. Depremde yaşamlarını kaybetmiş herkese Allah'tan rahmet diliyorum.

16 Ağustos 2009 Pazar

SERKAN KIRINTILI


Serkan Kırıntılı'yı ilk defa 2003-2004 sezonunda Adanaspor-Fenerbahçe maçında izlemiştim. Henüz çok gençti. 18 yaşında adanaspor forması ile fenerbahçe maçına çıkıyordu. Bir kaleci için çok genç bir yaş 18. Maçın başında öne geçmesine rağmen adanaspor üstünlüğünü koruyamamış ve 2-1 mağlup olmuştu. O maçta yaşına nazaran çok iyi kurtarışlar yapmıştı serkan. Sanki yıllardır lig maçlarında oynar bir havası vardı. Üsteki fotoğraftaki gibi yağız bir anadolu delikanlısıydı serkan. Bu çocukta iş var diye o gün bugün takip ederim serkanı. Daha sonra yanlış hatırlamıyorsam u-20 dünya şampiyonasında milli takımımızın kalesindeydi serkan 2005 yazında. Grupta japonya maçına çıkmıştık ve son dakikada serkandan kaynaklanan temel kalecilik hatası ile 2-1 mağlup olmuştuk. O maçı Güntekin Onay anlatıyordu yorumcu da Gündüz Tekin Onay'dı(Allah rahmet eylesin). Alt kademe milli takımlarda görev almış birisiydi Gündüz Bey.

Gündüz Tekin Onay o pozisyonda kornerden gelen topu direk yerden ve karşıya doğru yumruklayan serkan için biz tüm genç kalecilerimize öğretiriz bu tip durumlarda topu mümkün olduğunca köşelere ve havadan atılması gerektiğini ama genç kalecidir öğrenecektir ilerde diye bir cümle sarf etmiştir. Fakat Serkan hiç bir zaman öğrenmedi. Ankaragücü'ne transfer olduktan sonra kendisine güvenilerek Orkun yedek bırakıldı. Gelecek vaadiyor diye ama serkan sadece vaad ile kaldı.

Yıllarca bir kalecinin yapmaması gereken tüm kalecilik hatalarını yaptı. Hep hatalı goller yedi. Nitekim Ankaragücü taraftarı ile arası bozuldu. Bu performansı yüzünden mi bilmiyorum ama bu performansın çok önemli sebep olduğunu tahmin ediyorum. Dün gece 10 kişi kalmış manisaspordan yediği gol evlere şenlikti. Duruş olarak son derece yanlış bir yerdeydi ve isaac çok akıllı bir vuruş yaparak hatasını yüzüne vurdu serkanın. Serkan bunu yıllarca yaptı. Eğer burayı okuyan gelecek vaadeden kaleciler varsa lütfen Serkan Kırıntılı'nın yediği tüm golleri izleyin ve ona göre tecrübe edinin.

LUGANO FENERBAHÇE İLE ANLAŞTI


Sözleşme yenilemek için yönetimden istemediği bir tek klubün anahtarı kalmıştı. Tabi yurt dışından gelen tekliflere güvenerek yaptığı bir hamleydi ama yönetim bence çok doğru bir karar alarak şartlarımız budur kabul edersen gel imzala dedi. İlk defa Juan Figer gibi bir dolandırıcıya para kaptırmadık. Yıllık 4 milyon euro isteniyordu bunun yarısı futbolcuya yarısı menajere ödenecekti. Keriz zannediyolardı bizimkileri. Sonuçta kimseyle anlaşamadı bay figer. Sonunda fenerbahçeye dönmek zorunda kaldı. Fenerbahçe şu an en sorunlu bölgesine takviye yapıyordu ve şampiyonluğun bana göre bu transfer ile en güçlü adayıdır. Lugano avrupada çok rahat oynayabilecek kapasitede bir oyuncu ama keskin sirke küpüne zarar çoğu zaman aşırıya kaçan hırçınlığından dolayı gidemedi bir yere. Bilica ile çok iyi bir ikili oluşturacaklarına eminim. Gerçi edunun sakatlığı olmasa belki lugano alınmayacaktı ama böyle çok daha iyi oldu diyebilirim. Daha az ceza alması dileğiyle tekrar hoşgeldin Tota.