12 Eylül 2009 Cumartesi

RUSYA-HIRVATİSTAN



Belki de turnuvada izlediğim en sıkıcı maçtı. Girmeyen atışlar, temposuz oyun sayesinde düşük skorlu aynı zamanda mücadelenin de olmadığı yani sertliği göremediğimiz bir maç oldu. Maç öncesinde hırvatistan hakkında Efes cup da izlediğim hırvatistanı bekleyeceğimi düşünüyordum fakat o takım gitmiş yerine acemiler mangası gelmiş. Hırvatistanı favori olarak görüyordum ama oynadığı oyunla hiç bir yere gelemeyeceklerini gösterdiler. Biraz erken form tutmuşlar gibi. Maça gelecek olursak ortada başladı maç 2 takımın da basket bulmakta zorlandığı ama bunun savunma sertliğinden değil beceriksizlikten olduğu bir ilk çeyrek izledik. 2. çeyrek de 1. çeyrekten pek farkı yoktu. Ruslar David Blatt'ın dediklerini yapmaya çalışıyorlardı yetenekleri el verdiğince ama hırvatistan için aynı şeyleri söylemek mümkün değildi. Herkes kendi havasında takılıyordu. Makedonya maçının kurtarıcısı yada ateşleyicisi planinic çok kötü oynuyordu. Bi önceki maçtan aldığı kredi ile Topları kendi kullanıyordu hep, aklında takım arkadaşlarını beslemek yoktu. Bu sürede Roko ukiç kenardaydı ve planinic oyunda oldukça alacağı zamanlar azalıyordu. Sonunda dayanamadı represa planinici çıkardı o zamana kadar nasıl sabretti anlaşılır değil. Ukiç Oyuna girdikten sonra hırvatistan tekrar döndü oyuna, pota altına penetre etmeye başladılar ve bunun sayesinde kolay sayılar buldular ve rusyayı yakaladılar. Uzun süre geri götürdükleri maçta nihayet öne geçmişti hırvatlar 2 sayı ile ama bunu değerlendiremediler. Son dakikalarda ise Rusya ise daha doğru basketbol ve başarılı serbest atışlar ile çok değerli bir galibiyet aldı. Rusya'da takımın en kötü ismi Ponkrashov'du. Bütün atakları yedi diyebiliriz o oyundayken el freni oldu takımına. Hırvatistan da ise planinic en kötü isimdi ama takım olarak çok kötüydüler. Hırvatlar Avrupa şampiyonasına hazır olacaklarına Efes Cup'a hazır olmuşlar.

10 Eylül 2009 Perşembe

EURO BASKET 2009- POLONYA TÜRKİYE




Euro Basket 2009'da D Grubu'nun liderini belirleyecek maçta Türkiye, Polonya'yı farklı mağlup ederek iddiasını ortaya koydu.

İlk dakikalardan itibaren sabırlı ve akıllı hücum eden 12 Dev Adam, içeriden Ömer Aşık'ı çok iyi kullanırken Ömer Onan Prokom'lu devşirme guard Logan'ı gölge gibi takip edip, onu zorlama atışlar yapmaya itti. Takım halimde etkili savunamız rakibin etkili silahları Lampe ve Gortat'ı da pota altından tasfiye ederken, özellikle, bu sene İsrail'de Maccabi Elit forması giyecek olan Lampe'ye etkili olma şansı vermeyen Milliler, bu oyuncuyu ikinci devreye kadar kenara inzivaya gönderdi.

İlk periyotu önce 24-17 kapatan 12 Dev Adam, ikinci periyotta da disiplinli oyunundan taviz vermedi ancak Szubarga'nın periyodun sonunda attığı şans üçlüğü Polonya'nın soyunma odasına "kendi çapında" umutlu gitmesini sağladı.

Nitekim, 3. periyot Lampe'nin bulduğu kolay sayılarla coşan Polonya, hücumda belli bir süre tıkanan Milliler karşısında farkı kapatmaya başladı. Bu dönemde kısa bir bocalamanın ardından dengeyi kuran Milliler, periyot sonunda yine 11 sayılık farkı korudu.

Son periyotta Gortat ile ayakta kalmaya çabalayan Polonya'ya, Hidayet üst üste iki üçlükle ders verirken, fark iyice açılınca, ileri görüşlü Polonya koçu, hiç şans vermediği oyuncularına ter attırdı ve maçı 87-69 Türkiye kazandı.

Ömer Aşık 22 sayı 8 ribauntla maçın yıldız olurken, Ersan 18 sayı ve 8 ribaund kaydetti. Hidayet ise 13 sayı ve 8 ribauntla galibiyete önemli katkı yaptı. Rakip takımda ise Gortat 21 sayı attı.

Sonuç olarak grubunu lider tamamlayan Türkiye, gün be gün olgunlaşan disiplinli basketboluyla beğeni topladı. Savunmada iyi yardımlaşan, bench'ten çok iyi katkı alan 12 Dev Adam F grubuna da lider başlayacak.

ZİCO OUT JUANDE RAMOS İN




Teknik direktörün arkasındayız lafının aslında içi boş bir laf olduğu sadece bizim ülkemize has bir gerçek değilmiş. Cska Zico'nun görevine son vererek Juande Ramos'u göreve getirdi. Geçen gün haberlerde Cska klübünden gelen açıklamayı okumuştuk. Aptal basının haberlerine itibar etmeyin diye bir haberdi. Görüyoruz ki arada basın da doğru olabiliyormuş yalancı çoban misali. Fenerbahçe'den ayrılarak zaten hem kendine hemde fenerbahçe'ye kötülük etmişti zico. Bakalım Daum'un alacağı ilk kötü sonuçta güzelim basınımızdan fenerbahçede zico sesleri haberi yapılacak mı.

HOŞGELDİN TİMUR



Blogumuza yeni bir arkadaşımızı kattık. Kendisi sağlam bir beşiktaşlıdır. Beşiktaş ve tüm konularda fikirlerini buradan okuyacağız artık. Kendisine tekrar hoşgeldin diyorum.

9 Eylül 2009 Çarşamba

POLONYA MAÇI ÖNCESİ



Polonya ile daha önce GameOn turnuvasında oynamıştık ve çok ilginç bir karşılaşma olmuştu. Polonyayı ilk defa izliyordum ve bilgim yoktu takım hakkında. İlk yarıda dışardan uzunlardan olsun kısalardan olsun çok fazla 3lük yemiştik ama 2. yarı durumlar değişmişti. 37 sayı yemiştik ilk yarıda 29 sayı kaydetmiştik. Son periyotta polonyaya sadece 9 sayı izni vermiştik ki bunun 2 sayısı son anlarda maç koptuktan gelen bir sayıdı. Bugün de buna benzeyen bir durum olacaktır. Polonya daha önce maçlara nasıl başladıysa öyle başlamak isteyecektir. Çok fazla oyuncu ile oynamıyorlar ama seyirci desteği sayesinde yorgunluk filan hissetmiyorlar. Kısa pozisyonunda eğer ezilmezsek uzun pozisyonunda zaten avantajımız ortaya çıkacak ilerki dakikalarda. İlk maçta Ender Arslan ekstra işler yapmıştı. Bu maçta ona yönelik önlem olacaktır bugün ilk 2 maçtaki kolay kolay potaya atmasına izin vermezler yada daha dikkatli olurlar. Kerem'in daha etkili olacağını düşünüyorum bu maçta. Tabiki Sinan her zamanki gibi kilit oyuncudur, onun gibi oyuncunun kendini her geçen gün geliştirdiğini görmek mutlu ediyor beni. Lampe Ersan savunmasında çok zorlanacaktır. Dün lavrinoviç ne zaman hareketlense dumur olmuştu lampe. En büyük avantajamız ersan. Maç başında skor olarak geriye düşmezsek ki dün litvanya birkaç kez farkı açtırdı. İlkinde geriden gelselerde sonradan gelemediler. Unutmadan eklemek lazım detaylarda dün şanslı yada çok iyi takip ettiler kırılma noktalarında hiç avantajı vermediler litvanyaya. Kolay maç olamyacak ama yapmamız gerekenler belli onları yaparsak galibiyetle diğer tura geçeriz.

8 Eylül 2009 Salı

TÜRKİYE-LİTVANYA



Doğru oynayınca galibiyet geliyor işte. Bu sefer Tanjevic de gerektiği yerde mola alınca, gerektiği yerde oyuncu değiştirince biraz da takım olunca bu işler kendiliğinden geliyor. Malum takımın en önemli 2 oyuncusu Hidayet ve Ersan olunca onlara da ekstra iş yapan veya görevini veya daha fazlasını yapan birileri eklenince iyi takım görüntüsü veriyoruz. Ender, sinan, oğuz hatta bekirin aldıkları süreleri iyi değerlendirmenin eseri bunlar. Bugünkü maçı kaybedebilirdik ama bi önceki turnuvadaki takım gibi değiliz bu yüzden üzülürdüm yine de ama kahrolmazdım olası mağlubiyette. Ender maçın kaderini etkileyen oyuncuydu kullandığı serbest atışlar ilk defa milli forma altında görülen bir istatistiktir herhalde. Takım olarak 26 da 23 atmışız. Ender 10da 9 atmış ki hepsi kritik serbest atışlar. Kaçırdığı atış da olmasa belki 99daki rigadeou gibi bizde istatistik sayacaktık ama olsun:) Bu kadar güzel bir gecede semih konuşarak sinirim zıplamasın. Semihi izlediğimden bu yana hiç geliştiremedi kendini. İnsan bi özelliğini geliştirir yahu. Pivot hareketlerini geliştiremiyorsun bari şut çalış rakibin dengesini bozup en iyi yaptığın smacı yap. Konuşmamak elde değil. Bu turnuvada iyi olacağımızı gördük. Yarı final görecekmiyiz acaba? Ömer onan da döndü mü daha da iyi oluruz.

MAKEDONYA-YUNANİSTAN



Biliyoruz ki Yunanistan bu maça en dominant oyuncularını getirmeyerek yeni bir jenerasyona yol açma çabaları içindeler. Makedonya ise süpriz yaparak buralara gelmiş ve bişeyler yapmak istiyorlar. Takıma Messiahı kattılar ve takımın seviyesini 1 kademe çıkacağını düşünüyordum ama yanılmışım. Maç başladı eski yunanistan yok tabi oyuncu olarak ama oynadıkları oyun, yaptıkları savunma hiç değişmemiş. Acaba bunda makedonyanın çok kötü olmasının sebep olabileceğini düşünüyorum ama yok ekol takımı olmak böyle birşey. Nasıl oynamaları gerektiklerini bildiklerinden en tecrübeli oyuncuları spanoulis önderliğinde hep içer drive edip savunma dengesini bozup kolay sayı buluyorlar. Makedonya ise tam bir rezaletti. Mahalleden az eli top tutan birilerini getirsek fark aynı olmazdı ama oynayacağımız oyun pek farklı olmazdı. Messiah sonradan oyuna girdi de biraz bişeyler yapmaya çalıştı ama o kalitesizlik içinde yapacak bişeyi yoktu. Yunanistan da yeni jenerasyonda gördüğüm 1-2 oyuncu vardı. Biri nick Calathes diğeri perperoglou. İkisi de kendilerini geliştirirlerse o kumaşı görüyorum. Perperoglou biraz özgüven sorunu var gibi az şut kullanıyor ama makul derecede. İlerleyen yıllarda atış sayısı ile isabet oranını artırırsa çok faydalı olur. Calathes ise 1.96 boyunda bir oyunkurucu, panathinaikos ile anlaşmışlar. Diamantidisin yaşlamasını böyle yavaş yavaş engelleyecekler. Calathes eline topu aldığında belli ediyor kendini. Bu çocuktan olur diyorsunuz top sürerkenki rahatlığını görünce. Maçı izlemek için ilk periyodu izlemek yetti. Farkı yaptılar sonra da rahat rahat oynadılar. Turnuvada yarı finale gelebileceklerini şu an için öngöremiyorum çünkü sağlam bi takım ile oynamadılar. Maç için en önemli istatistikler ise 3 sayı ve rebound istatistikleridir. Makedonya topu nerde eline aldıysa ordan salladı. Ribaundlarda 40-23 gibi yunanlıların üstünlüğü var. Eee tabi makedonyada uzunlar hep dışardan oynarsa içerde kim alacak reboundu. Uzun lafın kısası yunanistan çok doğru bir hamle içinde eğer schortsianidisi de adam ederlerse bir sonraki turnuvaların yine en büyük favorilerinden olurlar.

7 Eylül 2009 Pazartesi

EUROBASKET2009 BAŞLIYOR



Bir Avrupa basketbol şampiyonası daha başlıyor. İnşallah keyifli güzel ve kaliteli maçlar olur. Bu sene daha önceki turnuvalara göre daha sönük geçecek gibi duruyor. Nba e giden oyuncu sayısı arttıkça işin tadı kaçmaya başladı. 1999 ve 2001 tadında bir şampiyona olmayacaktır ama yine de onlara yaklaşması dileğiyle.

6 Eylül 2009 Pazar

TÜRKİYE-ESTONYA




Maçı izlerken aklıma gelmedi değil, acaba maçın başında yine konsantre olamayıp gol yermiyiz diye. Yapmadığımız iş değildi. Düşündüğüm gibi de oldu ama rakibi öyle boğduk ki brezilyadan bile sadece 1 gol yiyen takıma bi anda 2 gol attık. Takımın en iyisi Arda'ydı. Zaten bütün topları ona attılar. Çok üst düzey bi yetenek bence seneye Galatasaray'dan uçar avrupaya. Sercan'ı çok beğendim, transfer dönemi zamanında neden isminin bu kadar geçtiğini göstermiştir. Tuncayı beğendim ayrıca yine dikine oynayarak rakibi bozuyor. Bu maçta çok zorlandık ama kadro kalitemiz ile aldık 3 puanı. Bosna maçı bundan daha başka bir havada oynanacaktır. Rıdvan Dilmen'in Ntv de dediği gibi bosnanın bizi yenmesi futbol mucizesi olur. Seviyoruz gergin atmosferleri. Rahat bir maç izlemişliğimiz yok. Öyle yada böyle son dakikalara önde gireriz zaman da geçmek bilmez:)

AV SEZONU-2



Av Sezonunu Denizlispor açmıştı. Denizlispor'un arkasından gelen takım Kasımpaşa oldu. Besim Durmuş'u göndererek yerine Yılmaz Vural'ı getirdiler. Aslında bu sene ligimizden kimlerin düşeceğini gösteren bir durum gibi. Yeniler statükoya kaybetmeye başladı. Erhan Altın, Besim Durmuş gönderildiler. Yerlerine ligimizin kadrolu teknik direktörleri geldi. Bakalım 3. hamleyi kim yapacak.