15 Ekim 2009 Perşembe

YORUMSUZ



Doping olayından sonra Fenerbahçe Taraftarının yaptığı pankart. Fenerbahçeli olsam da yorum yapmıyorum. Efesliler de kambala maskeleri takmışlar.

FENERBAHÇE DERBİYE KADAR PUAN KAYBEDER Mİ?

1 Haftayı geçti anketi yayınlayalı. 24 kişi oy kullanmış ve 14 kişi Fenerbahçe, derbiye kadar puan kaybetmez demiş. 10 kişi de Fenerbahçe Puan kaybedecek demiş. Gaziantep maçında bakalım kim yanılşmış olacak. Gönlüm benle beraber oy veren 13 kişiyle beraber yanılmamış olmaktan yana. Anketlerimiz devam edecek.

EFES PİLSEN-FENERBAHÇE ÜLKER



Geçen sene yaşanan o kadar rezalet nedeniyle maça gitme hevesim yok. Zaten bu vakitten sonra içeri girmek biraz zor. Geçen sene Telekom ile oynanan maçta biletler çok öncesinden tükenmişti. Bunda Ankara takımı ile oynanması en büyük sebeptir. Bu sene biletix sitesine girdiğimde biletlerin hepsi satılmamıştı. Final serisinde söylenen sözler kimine göre gerekli kimine göre gereksiz bir şekilde ortamı germişti. Sonuçta istenmeyen olayların çıkmasına kibrit yakılmış olundu. Basın toplantısından sonra verilen bu poz bana hiç de samimi gelmiyor. Hadi maç heyecanı ile samimi olarak görelim ama maç sonunda yine gereksiz demeçler verilmesini engelleyecek mi. Bende farkındayım maçla alakalı hiç taktiksel bir yorum yazmadım. Basketbol artık sadece basketbol olmaktan çıkıyor. Sebep bu olsa gerek. 2 cümle bişeyler karalayacak olursak. Geçen sene Telekom karşısında Mirsad ve Rasimi değişmeli olarak 4 numarada kullanan Tanjevicin elinde bu sefer 2 oyuncu da yok ama Semih Erden daha önce Efese karşı 4 numarada başarılı olmuş bir isim. Kısalarda Fenerbahçe geçen seneye göre bariz bir şekilde çok daha iyi. Efes pilseni izlemedim hiç bu sene ama Salsabasket'te okuduğum kadarıyla iyi olmadığını biliyorum. 4 numarada Efesin bariz üstünlüğü var ama bunu değerlendirmek asıl önemli konu. İnşallah olaysız çekişmeli bir maç izleriz.

14 Ekim 2009 Çarşamba

ÇEKLERDEN SAN MARİNOYA TEŞVİK PRİMİ



Ntvspor sitesinde dolaşrken gördüm bu ilginç haberi. Çek Cumguriyeti'nin Dünya kupasına katılması için San Marino'nun Slovenya önünde puan alması gerekiyor. Averaj durumlarını bilmiyorum ama yenmesi de gerekebilir. İşin mucizelere kaldığını kolaylıkla görebiliyoruz:) ama çek gazetelerinden bi tanesi impossible is nothing felsefesini benimsemiş olacak ki San Marino'nun Slovenya'yı yenmesi halinde takım olarak toplamda 60bin euro ödül(!) vereceğini söylemiş. Aslında San Marino galibiyetinin ne kadar düşük bir ihtimal olduğunu düşünürsek bu para çok sönük kalmış bunun yanında. Küçük de olsa ihtimal dedik bizde istatistikleri inceledik. San Marino Bu zamana kadar oynadığı(1990 yılından bu yana) karşılaşmalarda sadece 1 galibiyet almış onu da kendi gibi aynı kaderi paylaşan yazılması ve söylenmesi çok zor olan liechtenstein karşısında almış. 4 tane de berbaerlikleri var biri milli takımımıza karşı olmak üzere. İstatistiklere tekrardan değerlendirince hakikaten düşük bir ödül:)

13 Ekim 2009 Salı

RÜŞTÜ'YE VEDA


EURO 96 İNGİLTERE


Her ne kadar Beşiktaş'a gittiği zaman çok kızmış olsam da Rüştü her Fenerbahçelinin kalbinde özel bir yere sahip oyuncumuzdur. Yıllarca hizmet ettiği milli takıma yarın veda edecek. Fatih Terim'in istifası nedeniyle pek fazla ilgi görmese de iade-i itibar yapmak en büyük görevlerimizdendir. Bizde Rüştü'nün internetten bulduğumuz birkaç fotoğrafını ekleyelim.


EURO2000 BELÇİKA-HOLLANDA



EURO2008 TÜRKİYE-HIRVATİSTAN

MİLLİ TAKIMIN BAŞINA KİM GELMELİ ?



Fatih Terim yapması gerekeni yaparak istifa etti. Dünya Kupalarına abone olan bir ülke değiliz ama Avrupa Şampiyonası'nda yapılan taktiksel hatalar son dakikalar sayesinde ileri ötelendi. Çok da iyi top oynamıyorduk ama son düdük çalana kadar süren inatçılığımız, inanılmaz sonuçlar almamızı sağladı. Bu arada yazılı ve görsel basın Fatih Terim'e yol gösterdi ve hatalarını yüzüne vurdu. Yardımcılarının yapmadığını basın yaptı ama yine de yaranamadı. Ders almaz, ders verev Terim, turnuvada oynanan futbolu belli ki hiç analiz etmemiş. Turnuvada yaptığımız hatalardan ders almamış(!). Sonuç olarak aynı hataları yapmaya devam ettik ve doğal olarak çıkamadık. Bana göre dünya kupasına katılsaydık bile iyi sonuçlar alacağımızı düşünmüyordum. Konuyu dağıtmayalım Fatih Terim sonrası milli takımın başına kim geçecek onu konuşalım. Çok isim geçti basında yalan yanlış. Eruğrul Sağlam, Daum(Allah göstermesin), Hiddink(nasıl gelecekse Rusya'yı bırakıp) ve basınımızın kadrolu adayı Lucescu. Son günlerde izlediğim programlarda, gazetelerde devamlı yabancı teknik direktörler dillerde. Şu an Fatih Terim'in Türkiye'nin gelmiş geçmiş en başarılı teknik direktörü olmasından dolayı yerli Teknik direktörlerden kimseyi o göreve yakıştıramıyoruz. Gelecek olan yabancı hoca Terim'den daha fazla başarı kazanan biri olacak mı olmayacak mı göreceğiz hepbirlikte.
Bence başarıdan çok milli takımımıza yön verecek ve en üst seviyeden en alt seviyeye kadar organize edecek, bunları ekip olarak yapabilecek bir teknik direktöre ihtiyacımız var. Avrupa'da yetenekli gençleri üst seviyeye çıkarmada sorun yaşamayan ülkeler İspanya, hollanda ve Fransa'dır. Bu ülkelerden hoca getirebiliyorsak, yabancı hocaya razıyım ama milli takımları sadece sadece A milli olarak görüyorsak yerli hocalar gelsin. Kendi insanımıza güvenmesek de bu işin altından kalkabilecek hocalara sahibiz. İsmini duyduğunda herkesin bıyık altından güldüğü Yılmaz Vural'ın bile güvensek başarılı olma ihtimalimiz yüksek ama hiçbir zaman güvenmedik antrenörlerimize ve şans vermedik. Dediğim gibi milli takımlar sadece a millilerden oluşmuyor. Bunun Ümit milli takımı, U takımları da var. Hepsini doğru organize ve idare edebilecek bir ekibe ihtiyacımız var. Benim gönlümden geçen her zaman Türk hocadır ama yabancı olacaksa da Hollanda'lı bir hoca olmalıdır. Alt ve Üst seviye organizasyonu bakımından bizden kat ve kat daha başarılılar. Vizyon sahibi Hasan Doğan'dan sonra başan geçen yeni yönetimin vizyonunu şimdi görmüş olacağız.

11 Ekim 2009 Pazar

Tanrı Maradona'ya Tekrardan Elini Uzattı



Maradonanın 90+3 te gelen galibiyet sevinci görülmeye değer =)

Buenos Aires'te yoğun yağış ve fırtına altında oynanan maçta Arjantin 35lik Martin Palermo'nun 90+3 te attığı golle Dünya Kupasına katılma şansını son maça taşıdı. Geçen hafta Velez deplasmanında 39 metreden attığı golle herkesi şaşırtan Palermo dün gecede attığı golle Arjantine hayat vermiş oldu. 1986 Dünya Kupası'nda İngiltere'ye elle attığı gol ve bu gol için ; '' O el, Tanrının eliydi'' yorumu hala akıllardayken dün gece Tanrı uzatmalarda Maradona'ya tekrardan elini uzatmış oldu.

Not: Arjantin Dünya Kupası vizesi alsa bile bu futbol anlayışı ile işleri çok zor olucak. Arjantin gibi bir takımın 1-0 ın üstüne yatması, defans yapması ; böyle değerli futbol ülkesinin 35lik Palermo'ya muhtaç olması çok garip geliyor.