3 Aralık 2009 Perşembe

Türk Futbolunda Yabancı Sempatizanlığı

Aslında uzun süreden beri üzerinde düşündüğüm bu konuda yazma fikri, dün izlediğim Twente- Fenerbahçe maçından sonra kafamda belirdi.

Elbette, kaliteli yabancı oyuncuların Türk futboluna çok büyük katkı sağladığı inkar edilemez bir gerçektir. Ancak, benim üzerinde durduğum konu, yabancı oyuncuların; kendileriyle aynı kalitede, hatta kendilerinden daha iyi olan Türk oyunculara kıyasla, kredilerinin çok daha yüksek olması ve el üstünde tutulmaları...

İlk aklıma gelen örnek Semih- Guiza ikilisi. Tamam, Guiza da çok kötü topçu değil ama Semih'ten artı bir tarafı yok. Üstelik Semih kadar bitirici değil ve Semih gibi de top saklayıp oyun kuramıyor. Ama takımda Guiza as oyuncu, Semih yedek. Semih 90 dakika çıkaramayacak bir oyuncu değil ama yıllardır yabancıların arkasında yedek bekleye bekleye nöbetçi santrafor kimliğine büründü. Üstelik Guiza'nın Semih kadar özverili olduğunu da söyleyemeyiz. Ama tablo bu. Guiza İspanya Ligi'nin kalburüstü oyuncusu olabilir ama Türkiye'de, as golcü kimliğine rağmen, gol sayısında stoper Lugano'yla kafa kafaya gidiyor .

Ve Leo Franco- Aykut ikilisi .... Mondragon döneminden beri yedek bekleyen Aykut, bir ara Orkun'un, sonra da De Sanctis'in yedeği oldu, De Sanctis ne amatörce goller yedi ama bir sene kaleyi korudu. Aykut'un bileti ise iki maçta kesiliverdi. Sanctis'in sezon başındaki göz boyayan 3-4 maçlık performansından sonra, bonservisi de alınmaya çalışıldı ama "neyse ki" alınamadı. Şimdi de "tecrübeli" Leo Franco kalede ( ya da kale civarında bir yerlerde) kendisinden bir tek istikrar eksiği olan Aykut ise bazen kulübede bazen tribünde...

Trabzonspor'da Sylva ve yedeği Tolga (şimdilerde Onur), Sivasspor'da Petkovic ve yedeği Akın gibi isimler de ilk gözüme çarpan örnekler.....

Zamanında, Kezman sakatlanmasaydı Semih de o sezon büyük patlamasını yapamayacak ve Milli Takım'a kadar yükselemeyecekti muhtemelen. Nitekim, adı gönderilecekler listesinde bile geçiyordu o dönemlerde...

"Nihayet" Sylva kızağa çekilmeseydi, yeni transfer Onur bir sene sessiz sedasız kulübüde oturup, sonra da Anadolu takımının birine gidecekti. Şimdi ise iyi bir kaleci olarak dikkat çekmiş durumda.

Sonuç olarak, elbette kaliteli yabancılardan sonuna kadar istifade edilmeli ama yetenekli Türk oyuncuları da, önlerinde bir Dünya yıldızı oynamadığı sürece, ziyan edilmemeli.

1 yorum:

Maximus dedi ki...

onur iyi kalecidir takip etmek lazım ama yanlış klube gitti. Bu yetenekleri hiç mi yönlendiren biri olmaz.