22 Ekim 2009 Perşembe

FENERBAHÇE'DE VİZYON DARALMASI



1 oy farkla Fenerbahçenin kaderinin bi anda değişebileceğini kim düşünebilirdi. İşin başında çok sorunlar yaşadı, bir çok sezonda istifa tezahüratlarına maruz kaldı ama fenerbahçeye çağ atlatacağını düşünen insanlardan hep destek aldı. Yaptığı işlerden birtanesi de stadın yeniden yapılandırmak. Parça parça stadı değiştirdi ve hergün ne kadar güzelleştiğini kendi gözlerimizle gördük. Bu zaman da şampiyonlar liginde sıfır çekildi ama ilerde herşey güzel olacaktı buna inanıyordu taraftar ve kongre üyesi. Fenerium açıldı resmi ürünleri satmak için, eğer yanlış bilmiyorsam ilk defa bir klüp bunu uyguluyordu. Küçük çaplı yapılanmaları gözardı ediyoruz. Ağızlara bir "KURUMSALLAŞMA" lafını dolandı. Başkanı, yönetim kurulu, taraftarı, medyası fenerbahçe hakkında konuşurken cümle içinde kullanıyordu bu iş hayatının afilli kelimesini. Anlamı klup belirli yazılı kurallar üzerine kurulu olup ona göre yönetilme durumu. Kim gelirse gelsin kitabına göre yönetecekti klubü. Fenerbahçe'nin geleceği aydınlıktı yapılanlara bakınca ama Fenerbahçe'yi yönetmek şirket yönetmek değildi. Gerçi şirket yönetir gibi yönetseler sorun değil çünkü işi bilenlere emanet edilir ve bunla beraber büyüme kaydedilir. Bende herkesin anladığı gibi anlarım futboldan dedi ve işin ehline hiç danışmadı. Basketbol ve Voleybolda bunlar yapılmadı ve başarılar yavaş yavaş gelmeye başladı.

Futbol'dan başlayacak olursak hiç bir zaman işin ehillerine danışılmadı. Para ile iyi takım kurarım mantığı oldu hep. Klubün idari yapısında olan profesyonellik hiçbir zaman futbol takımının idaresinde uygulanmadı. Dünya klubü olmak çabamız var derken yine de haklarını yemeyelim eskisi veya bugünkü gibi hatalar yapmıyorlardı. Yeniden yapılanma içindeki takım için Daum ideal antrenördü ama istenen beklenen hedef Edirne ötesinde başarıydı. Daum bunu hedeflemiyordu. Denizli buhranı sonrası istifa ediyordu. Yerine basınımızın stajyer olarak nitelediği zico geldi. Başlarda haklı olarak çok eleştirildi ama sonra kendini geliştirdi ve 100. yılda şampiyonluk ve Şampiyonlar liginde yarı final kapısından döndü. Hemde çok iyi oynayarak. Ligde Şampiyonluk gitti iplerin koptuğu yanlışların tüm doğruları götürdüğü yere doğru gelindi. Aragones ile başlayan dipsiz kuyu tekrar daum getirilerek devam edilmeye başladı. Belki daum ligde başarılı olacak ama yine de avrupa da hüsran olacak. Dünya klubü olma yolunda ilerlerken, zico ile yükseliş başlarken kayıp yıllar olarak bu yıllar görebiliriz daum gidene kadar.

Basketbol konusuna aslında yazılacak çok şey var ama kısaca değinmeye çalışacağım. Aydın Örs ile başlayan yapı resmen çöpe atıldı. Tanjevic gibi getirilme sebebini hala sorguladığım biri getirild. Aydın Örs sonrası hiçbir gerçek fenerbahçelinin sahiplenmediği bir isim tanjevic. Futboldaki Zico'yuı basketteki Aydın Örs gibi değerlendirsek Aragonesin karşılığı Tanjeviçtir. Aragonese 1 sene dayanabilen yönetim nedense Tanjeviçe 3 senedir katlanıyor. Nedenin ne olduğunu bu işlerin içinde olan herkes az çok bilir. Dünya klubü olma yolunda ilerlerken ahbap çavuş yolunda ilerleyen bir klüp haline geldi her branşta fenerbahçe. Nerde kaldı kurumsallaşma ve profesyonel yönetim anlayışı.

2 yorum:

katmandu dedi ki...

daumun kurduğu bir takıma zicoyu getirdiler sonra zicoyu neden daum gibi oynatmıyor diye suçladılar. tam zico türkiye'ye alıştı, gönderdiler...yerine fenerbahçe kadrosuyla en başta uyuşmayacağı belli olan aragonesi getirdiler yahu daumun kurduğu takımı aragones nasıl yönetir diye kimse sormadı şimdi dauma geri döndüler ...hmmm inceden supernaturalda ki hikayeleri andırmaya başladı

basket ise biraz daha farklı tanyeviçi severim ben ...ama hem milli takım hem fener beraber yürümesi çok zor...üstelik bu sezon bir de avrupa şampiyonası vardı ki bu tür turnuvalarda koçlarda çok ciddi efor sarfediyor...

katmandu dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.